Sosyalleşmenin ilk adımı okul öncesi eğitim… Okul öncesi eğitimin çocuğun gelişimi üzerinde bilişsel, sosyal, fiziksel ve dilsel olmak üzere pek çok yönden katkıları olduğunu belirten uzmanlar, 36 ayın okul öncesi eğitime başlamak için uygun bir dönem olduğunu belirtiyor.
Sosyalleşmenin ilk adımı okul öncesi eğitim…
Okul öncesi eğitimin çocuğun gelişimi üzerinde bilişsel, sosyal, fiziksel ve dilsel olmak üzere pek çok yönden katkıları olduğunu belirten uzmanlar, 36 ayın okul öncesi eğitime başlamak için uygun bir dönem olduğunu belirtiyor. Okul öncesi eğitimin bilişsel gelişimden sosyal gelişime kadar çocuğun gelişiminde olumlu etkiler oluşturduğunun altını çizen uzmanlar, okul öncesi eğitim alan çocukların gelecekteki akademik başarısının daha yüksek olduğunu vurguluyor, okul öncesi eğitimin sosyalleşmenin de ilk adımı olduğunu kaydediyor.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Dr. Öğr. Üyesi Semiha Füsun Akdağ Aycibin, okul öncesi eğitimin çocuğun gelişimindeki önemine değindi.
36 ay okul öncesi eğitim için uygun
Okul öncesi eğitimin zorunlu ilköğretim çağına gelmemiş 36–72 ay grubundaki çocukların eğitimini kapsadığını hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Semiha Füsun Akdağ Aycibin, “Dolayısıyla 36 ay okul öncesi eğitime başlamak için uygundur. Okul öncesi eğitimin amacı; çocukların bedensel, zihinsel, duygusal gelişimini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını, onların ilköğretime hazırlanmasını sağlamaktır. Okul öncesi eğitimin önemi bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda vurgulandığını söyleyebiliriz.” dedi.
Birçok yönüyle olumlu etkiliyor
Okul öncesi eğitimin çocuğun gelişimi üzerinde bilişsel, sosyal, fiziksel, dil olmak üzere pek çok yönden katkıları olduğunu belirten Dr. Akdağ, bunları ise şöyle değerlendirdi:
Beyin gelişiminin büyük bölümü 6 yaşına kadar tamamlanıyor
Bilişsel gelişim: Okul öncesi eğitimin önemi nereden geliyor diye araştırınca beyin gelişiminin 3’te ikisinin 6 yaşına kadar tamamlandığını görüyoruz. Bu değerli yılları kaybetmemek, beyindeki nöronların öğrenme ile birbirine bağlanması ve sağlam bir ağ oluşturması için okul öncesi eğitimin şart olduğunu görüyoruz. Çünkü bu yaşta çocukların merak duygusu ve öğrenme kapasitesi çok yüksektir. Bilişsel açıdan en hızlı öğrenme döneminden azami faydalanmak okul öncesi eğitim ile olur. Bu süreçte sürekli bir gelişme halinde olan beyinlerine doğru ve sağlıklı bilgi akışı sağlanmalıdır.
Sosyalleşmenin ilk adımı: Okul öncesi eğitim
Sosyal gelişim: Bilindiği gibi okul, bir çocuğun ailesi dışındaki ilk toplumsal ve sosyal çevresidir. Bu çevrede öğreneceği yeni bilgiler ve kazanımlarla çocuk yetişkin yaşlarda karşılaşacağı sorunları çözme becerisi de kazanacak ve kendisine özgü başa çıkma yöntemleri geliştirecektir. Yapılan araştırmalara göre, böyle bir eğitim kurumuna devam eden çocuklar hem zihinsel hem de psikolojik olarak çevresiyle uyum içinde yaşayan bireyler olarak yetişmektedir. Çünkü okul öncesi eğitim sosyalleşmenin ilk adımıdır. Topluluk içinde olma, paylaşma, iletişim kurma ve toplum kuralları (yemekten önce el yıkama, sırada bekleme vb.) okul öncesi eğitim ile öğrenilir.
Fiziksel direnç kazanıyorlar
Fiziksel direnç: Okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların ilerde fiziksel olarak akranlarına göre daha güçlü oldukları görülmektedir. Okul gibi ortamlar bu açıdan çok önemli bir işleve sahiptirler ve çocuklar okula başladıklarında sık hastalanmakla birlikte bu hastalıklara karşı da direnç kazanmaktadırlar.
Okul öncesi yılları, dil gelişimi için de önemli
Dil gelişimi: Dilin kazanılması ve gelişimi konusunda çalışan bilim insanları, dil gelişiminde özellikle de okul öncesi yıllarının kritik dönem olduğu konusunda birleşmektedirler. Ayrıca dil çocuğun öğrenmesinde çok önemli bir etkendir. Bu nedenlerle okul öncesi yıllarda çocuğun dil gelişimine önem verilmesi, dil gelişimini destekleyici öğretme- öğrenme ortamlarının hazırlanması gereklidir. Çocuğun bu yaşlarda kazanacağı yaşantıların niteliği daha sonraki öğrenmelerini büyük ölçüde etkilemektedir.”
Dil gelişimine yardım edecek etkinliklere katılmalı
Dr. Öğr. Üyesi Semiha Füsun Akdağ, okul öncesi eğitimde çocuğun dil gelişimine yardım edecek etkinliklerin düzenlenmesinin önemini vurgulayarak “Bu etkinlikler çocuğun kelime hazinesinin zenginleştirilmesini sağlayacak etkinlikler (kelime oyunları, resimler hakkında konuşma, parmak oyunları, tekerlemeler, dramatizasyon, plak dinleme, kitap okunması) olması yararlıdır.” dedi.
Okul öncesi eğitim uyumu kolaylaştırıyor
Eğitime erken yaşlarda okul öncesi eğitimle başlayan bireylerin, gerek farklı eğitim kademelerindeki öğrenimlere, gerekse topluma daha iyi uyum sağladığının araştırmalarda belirtildiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Semiha Füsun Akdağ, şunları söyledi:
“Bu bireylerin sosyal ve akademik becerilerinin, okul öncesi eğitimi almamış akranlarına göre daha gelişmiş olduğu belirlenmiştir. Benzer şekilde erken yıllarda verilen kaliteli eğitimin, bireyin sosyal ve toplumsal yaşamda daha etkin ve üretken olmasına katkıda bulunduğu bilinmektedir. Eğitim yatırımlarının getiri oranlarıyla ilgili yapılan bazı çalışmalar, farklı tür ve kademedeki eğitime yapılan yatırımın sonuçlarının farklılaştığını göstermektedir. Buna göre insana yapılan yatırımın getiri oranlarının okul öncesi eğitimde hem diğer eğitim kademelerinden, hem de okul sonrası dönemdeki yetiştirmelerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir.”
Çocuğun geleceğinde de belirleyici oluyor
Çocukluk yıllarında edinilen becerilerin önemli bir bölümünün, yetişkinlikte bireyi yönlendirdiği, kişiliğini, inanç ve değer yargılarını biçimlendirdiği araştırmalarca gözlendiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Semiha Füsun Akdağ, “Nitelikli okul öncesi eğitim dil, edebiyat, matematik ve fen alanlarındaki becerilerinin ortaya çıkmasını sağlamakta, aynı zamanda çocukların sosyal yeterlik ve öz yeterlilikleri gibi becerilerinin gelişimini desteklemektedir.” dedi.
Öğrencinin başarısını da önemli ölçüde etkiliyor
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Dr. Öğr. Üyesi Semiha Füsun Akdağ, sözlerini şöyle tamamladı: “Kaliteli okul öncesi eğitimin, çocukları bir sonraki öğretim kademesine hazır hale getirdiği ve bulunduğu kademedeki başarısını etkilediği ve ilköğretim okullarında başarıyı artırdığı bilinmektedir. Benzer biçimde Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD, 2012) verilerine göre, Türkiye’den PISA değerlendirmelerine katılan 15 yaşındaki öğrenciler arasında bir yıl ya da daha az okul öncesi eğitim alanların ortalama puanı, hiç okul öncesi eğitim almayanlara göre ortalama 42 puan daha yüksektir. Benzer biçimde OECD (2015) raporunda Türkiye’de 1-2 yıl arasında okul öncesi eğitim alan öğrencilerin, almayan öğrencilere göre daha yüksek performans gösterdikleri ve bu öğrenciler arasında 17 puanlık anlamlı fark bulunduğu belirtilmektedir.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı