kadınkadın haberlerimodakadın sağlığısağlıkaşkilişkilerevlilikboşanmaanneçocukyaşamdekorasyonsağlıklı beslenmediyetgüzellikstiltrendler
DOLAR
34,3468
EURO
37,0965
ALTIN
2.990,40
BIST
8.946,13
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
16°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
13°C
Pazar Çok Bulutlu
15°C
Pazartesi Çok Bulutlu
14°C

İş Hayatında Dinamik Görüntü

Plastik cerrahi alanında kendi kliniğinde hizmet vermekte olan Prof.

İş Hayatında Dinamik Görüntü
20.11.2022 12:30
171
A+
A-

Plastik cerrahi alanında kendi kliniğinde hizmet vermekte olan Prof. Dr. Hüseyin Borman, iş hayatında dinamik ve doğal görünümün yarattığı güvenin ve arttırdığı motivasyonun önemli olduğunu belirtirken, yaptıkları uygulamaları MAG Business'a anlattı.

 

“Dolgu Uygulamalarında Doğal Görünüm” başlığı ile yazısına başlayan Prof. Dr. Hüseyin Borman “Estetik girişimler denilince akla en sık gelen, dolgu ve botulinum toksin uygulamalarıdır. Bu uygulamaların da sayısı arttıkça, dolgu ve botulinum toksin sonuçlarını herkesin gözleme ve yorumlama şansı ortaya çıkmıştır. Yapmacık, sahte bakışlar, normal dışı kaş şekilleri, kırışmayan burun derisi, asimetriler, çizgisiz ve hareketsiz yüzlerle sık sık karşılaşmaktayız” dedi. Borman konu hakkında “İstenmeyen sonuçların ortaya çıkması birçok insanı tedirgin etmektedir. Bu tip sonuçların oluşma ihtimalini minimuma indirmek için işlemleri estetik cerrah veya dermatolog gibi yetkin uzman doktorların yapması gerekmektedir. Tabii bu noktada bir de tezat var. Bir kişinin aşırı bulduğu, beğenmediği bir sonucu, başka bir kişi çok beğenerek ve göğsünü gererek taşıyabilmekte; burada da biz estetik cerrahlara iş düşmektedir. Dolgular; yüzümüzdeki doku hacim kaybı olan çökmüş alanlarda, derin çizgi ve olukların tamamlanması amacıyla kullanılır. Kullanılan miktar ve bölgeye göre de, sarkmış dokuların sarkıklığının azaltılması (lifting) gibi etkiler yapmaktadır. Deri kalitesinin ve hidrasyonunun artırılması yan hedeflerdendir. Botulinum toksin ise; yüz kaslarının meydana getirdiği kırışıklıkları, kas hareketlerini durdurarak önlemekte veya düzeltmektedir. İkisi birbiri yerine kullanılan değil, birbirini tamamlayıcı nitelikte ürünlerdir.  Biz dolgu olarak zamanla eriyip kaybolan maddeleri kullanıyoruz. Botulinum toksinin de aynı şekilde zamanla etkisi ortadan kalkmakta ve kişi eski yüz hareketlerine kavuşmaktadır. Bu maddelerin geçici özellikte olmaları, istenmeyen sonuçlar ortaya çıkarsa bir avantaj olarak kabul edilebilir. Tüm çizgilerin yok edilmesini arzu eden bir kişiye botulinum toksini yapılacaksa, bunun yapılması halinde o bölge kaslarının çalışmayacağı ve mimiksiz, ifadesiz bir yüzün ortaya çıkacağı güzelce anlatılmalıdır. Kişi yine de bunu istiyorsa, o zaman, doğal olmayan bu sonucu hasta taşımayı seviyor olmalıdır; ancak, bu aşırı olan sonuç belki bu işlemleri yaptırmayı düşünen bir başka kişiyi ürkütecektir. Burada bilinmesi gereken, her işin kararında yapılması gerekliliğidir” açıklamalarında bulundu.

 

Prof. Dr. Hüseyin Borman “Yüz Gençleştirme” başlığında ise “Yüz gençleştirme işleminin standart bazı yöntemlerle herkese aynı şekilde yapılması yerine kişi odaklı planlamayla tedavi sürecinin yönetilmesi gerekir. Sosyal medyada beğeni ile sunulan bazı güzellik prototiplerinin kopyası olmak; gençleşmek ve güzelleşmek demek değildir” dedi. İşlem yapılacak olan kişinin dikkatle dinlenmesi ve şikayetlerinin sorgulanması gerektiğini belirten Borman “ Değişim isteyen kişiyi konuşurken analitik bir şekilde değerlendirmeli ve ne tür uygulamaların uygun olacağı, doktor taraftan belirlenmelidir. Bir estetik plastik cerrah gözüyle kişinin istek ve saptamalarını, yapılabileceklerle örtüştürerek ölçmek gerekir. Daha sonra, kişinin isteklerinin ne oranda gerçekleştirilebileceği kişiye anlatılır. Gençleşmek isteyen kişilerin bir kısmı, belli bölgelerin daha doğal olmasını veya olduğu gibi kalmasını istemektedirler. Müdahale edilecek alanları kendi isteklerine göre ve istedikleri şekilde yaptırmak istemektedirler. Bu şekilde hasta-doktor iletişimi kurulduğu zaman, istenilen sonucun elde edilebileceği çözüm önerilerini o zaman detaylarıyla konuşuyoruz” dedi. “Yüzdeki deri yaşlanması için; deri gerginliği ve canlılığını artırıcı mezoterapi enjeksiyonları yapıyoruz. Değişik moleküler yapılar içeren ve farklı etkiler yaratan enjeksiyonlar yapıyoruz. Roller uygulamaları ile ciltte gözle görülemeyen yüzlerce minik delik açarak bu moleküler yapıların nüfuz etmesini sağlıyoruz. Yüzün ölü tabakalarını soyucu solüsyon uygulamalarıyla cildi yeniliyoruz. Peeling dediğimiz işlemlerle yeni doku oluşumu sağlıyoruz. Göz altlarına morlukları giderici ve yanakla olan ilişkiyi düzenleyici ileri düzey ışık dolgu enjeksiyonları yapıyoruz. Yağ dokusu birikmiş çene altına “liposuction” uygulayarak incelmesini sağlıyoruz. Gizlenmiş özel kesiler yaparak boyun ve alt yüz bölgelerini gerdiriyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Prof. Dr. Hüseyin Borman, yazısının devamında “Ameliyatsız Yüz Estetiği ve İleri Düzeydeki Sarkmalar” başlığı altında detaylı bilgiler verdi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.