TBMM’de ek bütçe üzerine ak parti grubu adına söz alan AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, “Türkiye artık emir alan ve boyunduruk kurulan bir ülke değildir; kendi kararlarını özgürce alabilen, bağımsız bir ülkedir.
TBMM’de ek bütçe üzerine ak parti grubu adına söz alan AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, “Türkiye artık emir alan ve boyunduruk kurulan bir ülke değildir; kendi kararlarını özgürce alabilen, bağımsız bir ülkedir. Bu yolumuzdan bizleri hiç kimse alıkoyamayacaktır” ifadelerini kullandı
AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, Ek Bütçe Kanun Teklifi üzerine AK Parti grubu adına konuşma yaptı. Kırkpınar, ek bütçenin alınan tedbirler gereği yapılan bir çalışma olduğuna dikkat çekti. Kırkpınar, “Malumunuz dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik ve jeopolitik gelişmeler sonucu genel fiyatlar seviyesindeki önemli artışlar meydana gelmiştir. Geçtiğimiz yılın aralık ayında ortaya çıkan kur dalgalanması ve enflasyonda yaşanan ciddi yükseliş hepimizi etkilemişti. Her ne kadar aldığımız tedbirlerle sistemi yeniden dengeye oturtmuş olsak da özellikle enflasyonun yükünü hafifletmek için birtakım düzeltmeler yaptık. Kamu hizmetlilerinin, ücretlilerin ve dar gelirlilerin hayatlarının kolaylaştırılması için istihdamın devamı ve üretim faaliyetlerinin belli bir seviyenin altına düşmemesi için çalıştık ve ciddi tedbirler aldık. İşte, bu tedbirlerden en önemlisi de ek bütçe çalışmasıdır” ifadelerini kullandı.
“BÜTÇE KALEMLERİ”
Ek bütçenin içeriği ile ilgili açıklamalarda bulunan Kırkpınar, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Geçtiğimiz yılın son aylarında küresel sistemde yaşanan tıkanıklık ve aralık ayında döviz kurlarında ortaya çıkan dalgalanmaya bağlı gelişmeler bütçenin yeniden değerlendirilmesi ve ek bütçeye olan ihtiyacın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Dolayısıyla, bizler bu bütçeyi şu kalemlere dağıtıyoruz: Başta, doğal gaz ve elektrik fiyatlarında yaşanan maliyet artışlarının vatandaşlara yansıtılmaması için BOTAŞ'a yapılan kaynak transferi. Enflasyon nedeniyle kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinde yapılan artışlar ile emekli maaşlarında yapılan artışlar. Sosyal güvenliği olmayan vatandaşların sağlık prim ödemeleri, işveren prim teşviki ödemeleri gibi sosyal Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan bütçe transferleri. Kamu idarelerinin elektrik, akaryakıt ve yakacak alımları ile taşımalı eğitim, ücretsiz ders kitabı ve özel eğitim giderlerine ayrılan kaynaklar. Yine, savunma ve güvenlik kurumlarının ödenek ihtiyaçları başta olmak üzere, mal ve hizmet giderlerindeki artışlar. Memur aylık katsayılarındaki artışlara bağlı olarak aile hekimliği hizmetlerine ait giderler. Engelli, evde bakım destekleri ve 65 yaş üstü bakıma muhtaç yaşlıların ve engelli vatandaşlarımızın aylıklarında yapılan artışlar, ilk ve ortaöğretim öğrencilerine verilen burs ve harçlıklar, yurt dışına gönderilen öğrencilerimize burs ve öğrenim giderlerindeki artışlar. Yine, sosyal yardım giderlerindeki artışlar; aday, çırak ve çıraklıkla ilgili işletmelerde mesleki eğitim gören staj ve tamamlayıcı eğitime devam eden öğrencilerimizin giderleri. Hububat üretimi yapan çiftçilerimize ödenen girdi maliyetleri. Elâzığ, Malatya, Adıyaman ve İzmir illerinde yapılanlar başta olmak üzere afet konutlarının yapım giderleri ve diğer afet zararlarının karşılanması amacıyla yapılan giderler. Ayrıca, faiz ve diğer giderlerdeki artışlardan kaynaklı olarak bütçe ödemelerinde artış yapılması ihtiyacı da ortaya çıkmıştır.”
“KAMU BORÇLARI AZALDI”
Özellikle bütçeyle ilgili bütçe giderlerimiz 880 milyar, gelirlerimiz ise 1 trilyon 80 milyon olarak öngörülmüştür. Ek bütçede 200 milyarlık bir artış olmuştur. Bütçe açığımız 278 milyardan 78 milyara düşmüştür. Dolayısıyla, kamu borçlanması bu sayede azalmıştır. Özellikle hafızayı beşer nisyan ile malul olduğu için bir hatırlatmada bulunmak istiyorum: 2002'den önce Türkiye'de toplanan vergilerin yüzde 86'sı faizlere giderken bugün bu oran yüzde 15'lere düşmüştür. Bizler AK Parti hükûmetleri olarak bir tercih yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yüksek faiz yerine yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyümekten yana bir tercih ortaya koyduk. İhracat, istihdam ve büyüme rakamlarımız bize ne kadar da doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Eski Türkiye özlemi duyanlar yüksek faiz uygulamamızı ve ekonomimizi bu sayede resesyona sokmamızı ve ardından da IMF'den borç almamızı arzulayanlar var. Türkiye artık emir alan ve boyunduruk kurulan bir ülke değildir; kendi kararlarını özgürce alabilen, bağımsız bir ülkedir. Bu yolumuzdan bizleri hiç kimse alıkoyamayacaktır.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı