Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Etkinlikleri kapsamında düzenlediği programla, vatanı için göğsünü siper eden kahraman şehitlerimizi andı.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Etkinlikleri kapsamında düzenlediği programla, vatanı için göğsünü siper eden kahraman şehitlerimizi andı. DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, 15 Temmuz kalkışmasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla bozguna uğratıldığını ifade ederek, “O gece bizim gibi milyonlarca insan sokaklara dökülerek ülkesine, bayrağına, ezanına ve demokrasisine sahip çıkmıştır. Şunu unutmayalım: büyük Türkiye’yi engellemek isteyen ve ardında ihanet bıçağını taşıyan birileri her zaman olacaktır. Bize düşün görev; uyanık olmaktır, aklı ve bilimi kullanmaktır, Cumhuriyetimize ve onun kurumlarına sahip çıkmaktır” diye konuştu
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), 15 Temmuz 2016’da yaşanan kalkışmanın 6.yıl dönümünde gerçekleştirdiği bir dizi etkinlikle 15 Temmuz şehitlerini andı. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü fuayesinde yer alan 15 Temmuz Şehitlerini Anma köşesinde saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, şehitler adına okunan Kuran-ı Kerim Tilaveti ve duası ile devam etti. Buca Eğitim Fakültesi ve Eğitim Bilimleri Enstitüsü ile DEÜ Özel 75. Yıl Eğitim Kurumları’nın resim sergilerinin açılmasının ardından, hain kalkışmanın şifrelerini masaya yatırıldığı ‘Vatan Aşkına O Gece Yaşananlar’ paneline geçildi.
DESEM-15Temmuz Şehitler Salonu’nda gerçekleştirilen ‘Vatan Aşkına O Gece Yaşananlar Paneli’nin açılış konuşmasını yapan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, 15 Temmuz 2016’daki hain FETÖ kalkışmasında Türkiye’nin yekvücut hareket ederek kalkışma girişimini engellediğini söyledi. Rektör Hotar, “Türkiye Cumhuriyeti, istiklal ve istikbal sevdasını taşıyan asil milletimizin ortak iradesinin ürünüdür; direnişinin sembolüdür; milli mücadelesinin baş tacıdır. 15 Temmuz ihanetini ülkemize yaşatan hainlerinin bilmediği ve anlayamadığı hakikatlerden birisi de budur. O yüzden ecdadımızın kanı ve gözyaşı ile ıslanmış; acı ve çile ile yoğrulmuş bu topraklarda, milletimizi silahla sindireceğine inanmak hem hezeyandır hem de kendini bilmezliktir. Bundan dolayıdır ki 15 Temmuz, ihanet ve alçaklığın şekil bulmuş halidir” dedi.
HER ZAMAN UYANIK OLMALIYIZ
15 Temmuz kalkışmasının bozguna uğratılmasındaki en büyük payın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğunu söyleyen Rektör Hotar, “Muhterem Cumhurbaşkanımızın vatandaşlarımıza çağrısı, kısa sürede karşılık bulmuş; bizim gibi milyonlarca insan sokaklara dökülerek ülkesine, bayrağına, ezanına ve demokrasisine sahip çıkmıştır. Bu olaylar, göz bebeğimiz Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve Emniyet Teşkilatı’nın şerefli mensuplarının olağanüstü çabaları; kamu kurumlarının takdire şayan destekleri sayesinde bastırılmıştır. Şunu unutmayalım: büyük Türkiye’yi engellemek isteyen ve ardında ihanet bıçağını taşıyan birileri her zaman olacaktır. Bize düşen görev; uyanık olmaktır, aklı ve bilimi kullanmaktır, Cumhuriyetimize ve onun kurumlarına sahip çıkmaktır. Milletimizi, devletimizi, Türkiye Büyük Millet Meclisini ve seçilmiş hükümetini hedef alan her girişim, bizi karşısında bulacaktır. 15 Temmuz gecesi hayatlarını hiçe sayan kahraman şehitlerimizi rahmetle anıyor; gazilerimize sağlıklı ömür diliyorum. Bizi her daim koruyup kollayan aziz milletimize ve 15 Temmuz akşamı ülkemize liderlik eden Muhterem Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
ARALARINDA KAVGA BAŞLADI
Açılış konuşmalarının ardından DEÜ Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkmen Töreli’nin moderatörlüğünü üstlendiği panele geçildi. Töreli, FETÖ elebaşının belirli güçler tarafından seçildiğini ifade ederek, “Elebaşının İzmir’e gelmesi manidardır. Kontrol hep birilerinin elindeydi” diyerek sözü Ulusal Güvenlikten Sorumlu Başkan Yardımcısı Emniyet Müdürü Okan Kaplan’a bıraktı.
FETÖ’nün sınav yolsuzlukları hakkında bilgi veren Kaplan, “Dokuz Eylül Üniversitesi ve Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Nükhet Hotar, bu hain yapıyı unutturmamak için büyük bir gayret gösteriyor. Bu yüzden hocamıza teşekkür ediyorum” dedi. FETÖ’nün, sınavla başlayan hangi başlık varsa içinde var olduğunu söyleyen Kaplan, “Sınav konusu örgütün yapısını ortaya koyması açısından çok önemli. KPSS’den, meslek yükselme sınavlarına kadar hepsinde FETÖ’nün izini görüyoruz. FETÖ’nün devleti ele geçirmek için önceliği TSK, emniyet, istihbarat, adli birimlere verdiğini biliyoruz. 13-14 yaşında çocukları sisteme alarak rızanın inşasını sağlıyorlar. Örgüt, sınav kağıtlarını, mülakatla ilgili belgeleri imha ederek sınavlarla ilgili bilgilere ulaşılmasını engelliyor. 2010 yılında iptal edilen KPSS sınavında 872 şüphelinin karı-koca olduğunu tespit ettik. Karı-koca ikisi birden FETÖ’cüyse örgütün dağılması daha zor oluyor. Bu yüzden dışarıdan evliliğe çok fazla müsaade etmiyorlar. Şimdi ise bloklara ayrılıyorlar ve aralarında para kavgası başladı. Biz örgütü polisiye tedbirlerle bitirecek güçteyiz. Endişe edecek, onlardan korkacak noktada değiliz” açıklamasında bulundu.
KOD ADI KULLANIYORLAR
Ulusal Güvenliğe Yönelik Suçlarla Mücadele Müdürlüğünde görevli Komiser Abdullah Uluer ise 15 Temmuz sonrası örgüt üyelerinin deşifre olmamak için yeni yöntemler kullandığını belirtti. Uluer, “Örgüt, görev verdiği isimleri daha önceden işlem görmemiş isimler üzerinden seçiyor. 81 ilde güncel yapılanma faaliyetleri devam ediyor. Bilişimden anlayan üyelerle patates hat tabir edilen telefonlarla kod adları kullanarak iletişim kurmaya çalışıyorlar” ifadesini kullandı.
DEÜ tarafından 15 Temmuz konulu Şiir ve Kompozisyon Yarışmalarında dereceye girenlere ödüllerinin de verildiği panelin ardından 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri için DEÜ Rektörlüğü önünde vatandaşlara lokma da dağıtıldı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı