Konular
2025’in ilk altı ayında yayımlanan resmi adli istatistikler, Türkiye genelinde suç oranlarında dikkat çekici bir artışı gözler önüne serdi. Özellikle hırsızlık, dolandırıcılık, kadına şiddet, organize suçlar ve siber suçlarda kayda değer bir yükseliş yaşanırken, kamuoyunda cezaların yetersizliği ve caydırıcılıktan uzak oluşu yeniden tartışma konusu haline geldi.
Adalet Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2025 ilk yarı verilerine göre:
En yüksek artış siber suçlarda gözlemlendi. Dijital mecralar üzerinden yapılan banka dolandırıcılıkları, kripto varlık tuzakları ve sosyal medya kimlik sahtekârlıkları neredeyse iki katına çıktı. Uzmanlar, teknolojik gelişmelerin suç yöntemlerini de dönüştürdüğünü, ancak hukuki altyapının bu gelişmeye yeterince ayak uyduramadığını belirtiyor.
Siber suçların önlenmesi için teknik önlemlerin yanı sıra, yasal düzenlemelerin de hızla güncellenmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Uzmanlar, “Klasik suç tipi olan hırsızlık artık sadece sokakta değil; bilgisayarınızda, cep telefonunuzda da gerçekleşiyor. Ancak cezai düzenlemeler hala 20 yıl önceki suç modeline göre tasarlanmış durumda,” uyarısında bulunuyor.
Suç oranlarının yükselmesinde en çok tartışılan faktörlerden biri de cezaların yeterince caydırıcı olmaması. Özellikle “denetimli serbestlik”, “ceza indirimi”, “iyi hal indirimi” gibi uygulamaların kamu vicdanını zedelediği belirtiliyor.
2025’in ilk altı ayında, hırsızlık suçundan tutuklanan faillerin %42’sinin, daha önce benzer suçtan sabıkalı olduğu tespit edildi. Bu oran, suçun tekrar edilme riskinin yüksek olduğunu ve sistemin ıslah etkisinin zayıf kaldığını ortaya koyuyor.
Türkiye genelindeki suç oranlarının artışı, bölgelere göre farklılık gösterse de büyük şehirlerde suç türlerinin çeşitlendiği dikkat çekiyor:
Bir diğer dikkat çekici gelişme, suça sürüklenen çocuk sayısındaki artış. 12-17 yaş arası çocuklar arasında işlenen suçlar 2024’e göre %9 artarken, bu durum hem eğitim sisteminin hem sosyal destek mekanizmalarının sorgulanmasına neden oluyor.
Suç oranlarının artması bireyleri yalnızca endişelendirmiyor, aynı zamanda harekete geçmeye zorluyor. Peki, bir birey veya aile olarak suçtan korunmak için ne yapabiliriz? İşte uzmanlardan bazı öneriler:
Toplumun duyarlı olması da suçun önlenmesinde büyük rol oynar. Şüpheli şahısları, sahipsiz çantaları, dolandırıcılık girişimlerini ve benzeri durumları ihbar etmek hem bireysel hem toplumsal bir görevdir.
Suçla mücadele yalnızca polisiye önlemlerle yürütülemez. Aynı zamanda adil, hızlı ve caydırıcı bir yargı sistemi gerekir. Mahkemelerin etkin çalışması, mağdurun haklarını korurken failin de yasalara uygun şekilde cezalandırılmasını sağlar. Bunun yanı sıra toplumun bilinçli, uyanık ve dayanışma içinde olması, suçun yayılmasını önler.
2025, adli istatistikler açısından kaygı verici bir yıl olarak kayda geçmeye devam ediyor. Ancak bu tabloyu değiştirmek mümkün. Daha güçlü cezalar, kararlı yargı politikaları ve bilinçli bir toplum yapısı, suç oranlarının düşmesinin önünü açabilir.
KAYNAKÇA: https://baf.av.tr/