Pnömoni, toplumda yaygın bilinen adıyla zatürre, virüs veya bakteriler nedeniyle akciğer dokusunda bulunan hava keseciklerinin enfeksiyonu olarak tanımlanıyor.
Pnömoni, toplumda yaygın bilinen adıyla zatürre, virüs veya bakteriler nedeniyle akciğer dokusunda bulunan hava keseciklerinin enfeksiyonu olarak tanımlanıyor. Mikropların kolayca yayıldığı kapalı ortamlarda sık zaman geçirilmesi, soğuyan havanın vücut direncini düşürmesi ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarındaki artış nedeniyle, zatürre sonbahar ve kış aylarında daha sık görülüyor. Zatürre günümüzde erken tanı ve tedaviyle vücutta hasar bırakmadan geçebiliyor. Ancak bebekler, küçük çocuklar, bağışıklık sistemi düşük olanlar ve ileri yaştaki kişilerde tedavide gecikildiğinde ciddi solunum sorunlarına yol açabiliyor, hatta hayatı tehdit edebiliyor. Bu nedenle zatürreden korunmak yaşamsal öneme sahip oluyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Süha Alzafer, zatürreye karşı almamız gereken 8 kuralı anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Depresyon değil ‘zatürre’ olabilir!
Zatürre belirtileri soğuk algınlığı ve grip hastalıklarıyla ortak belirtilere sahip olsa da, genellikle daha uzun sürüyor. Öksürük ile sarı, yeşil, paslı ve bazen kanlı balgam çıkarma, göğüs ağrısı, ateş, titreme, halsizlik, iştahsızlık ile baş ağrısı, zatürrenin başlıca belirtilerini oluşturuyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Süha Alzafer, bu yakınmalara bulantı, kusma, ishal ve karın ağrısının da eşlik edebileceğini belirterek, “Ayrıca özellikle ileri yaştaki hastalarda bu belirtilerin hiçbirinin olmayabileceği unutulmamalı. Zatürre bazen sadece kişilik değişikliği veya depresyon belirtileriyle bile sinyal verebiliyor.” diye konuşuyor.
Zatürreye karşı 8 etkili öneri
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Süha Alzafer zatürreden korunma yöntemlerini şöyle sıralıyor:
İstirahat ve bol sıvı önemli
Zatürre tanısı konulduğunda öncelikle tedavinin hastanede yatarak mı, yoksa ev ortamında mı gerçekleştirileceğine karar veriliyor. Bu kararda hastalığın ağırlık derecesi, fizik muayene bulguları, röntgendeki yaygınlık derecesi, altta yatan başka bir hastalığın varlığı ve hastanın yaşı gibi kriterler göz önüne alınıyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Süha Alzafer, hastaneye yatırılan hastalarda damardan antibiyotik tedavisi uygulandığını belirterek, tedavi sürecini şöyle anlatıyor: “Antibiyotiğin yanı sıra sıvı takviyesi, ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar ile balgam söktürücü ilaçlar veriliyor. Bazen hastanın yoğun bakım koşullarında tedavisi de gerekebiliyor. Ev ortamında tedavi edilen hastalarda da yine aynı tedavi uygulanıyor. İstirahat etmek ve bol su içmek de hastalığın geçmesini hızlandırıyor.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı