kadınkadın haberlerimodakadın sağlığısağlıkaşkilişkilerevlilikboşanmaanneçocukyaşamdekorasyonsağlıklı beslenmediyetgüzellikstiltrendler
DOLAR
34,5103
EURO
36,1854
ALTIN
2.969,92
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C

Lösemi Hastalarının Aileleri Mümkün Olduğunca Olağan Yaşamına Devam Etmeli

Lösemi hastalığı sadece hastayı değil ailesini de hayatını değiştiriyor.

Lösemi Hastalarının Aileleri Mümkün Olduğunca Olağan Yaşamına Devam Etmeli
02.11.2022 12:20
114
A+
A-

Lösemi hastalığı sadece hastayı değil ailesini de hayatını değiştiriyor. Ailenin yaşadığı maddi ve manevi sorunlar, hastanın moral ve motivasyonunu dolayısıyla da tedavisini etkiliyor. Ailesinin yaşamında her şeyin eski gibi sürmekte olduğunu görmenin  hastaya güç vereceğini söyleyen DoktorTakvimi uzmanlarından Prof. Dr. Kadri Yamaç, lösemili hastalarının ailelerine, hastaya nasıl yaklaşması gerektikleri konusunda önemli bilgiler veriyor.

 

Lösemi, yalnızca hastalığı olan kişiyi değil, aynı zamanda ailesini de maddi, manevi tüm yaşamını etkiliyor. Hastaların aileleri psikolojik, sosyal ve ekonomik çeşitli sorunlarla karşı karşıya geliyorlar. Bunların hemen hiçbirisi daha önceden deneyimledikleri türden olmadığı içinde büyük bir şaşkınlık ve çaresizlik yaşayabiliyorlar. DoktorTakvimi uzmanlarından Prof. Dr. Kadri Yamaç, “Aile içinde tüm duygusal ve maddi koşullar öylesine değişiyor ki her bir durum için ayrı ayrı adaptasyon süreçlerine ihtiyaç duyuluyor. Yaşanan ilk ve en yıkıcı etki, teşhisin öğrenilmesiyle oluyor. Hastalık sürecinde kişinin ve ailesinin hastalık ve tedavi süreciyle ilgili yeterli düzeyde bilgilendirilmesi gerekiyor” diyor.

 

Hastanın kendini dışlanmış hissetmemesi tedavi süreci için çok önemli

Tedavi sürecinde geleceğe ait umutların canlı tutulmasının çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yamaç, yaşanan sürecin geçici olduğuna önce ailenin inanması gerektiğini, ardından da bu inancın hasta ile paylaşılmasının önemli olduğunu belirtiyor. 

 

Böyle ciddi bir hastalık karşısında ölüm korkusunu birebir yaşayan ve en çok korkan kişi hastanın kendisi oluyor. Bu süreçte ne olursa olsun, her şeyin eski gibi sürmekte olduğunu görmenin hastaya büyük güç ve motivasyon verdiğini anlatan Prof. Dr. Yamaç,  şöyle devam ediyor: “Aile olağan hayat düzenlerini mümkün olabildiğince yürütmeye çalışmalı. Hastalar bu süreçte aile fertlerine karşı sert, bazen anlamsız tepkiler gösterebiliyor. Bu tür tepkilere kaşı ailenin çok sabırlı olması ve empati yaparak iletişim kurması gerekiyor. Hasta, tepkilerinde haksız görünse bile, ona anlayışla yaklaşmak gerekiyor. Yaşanan maddi sorunlar hastaya yansıtılmamalı, en azından kısıtlı haliyle ve olumlu olarak paylaşılmalı. Aileye yük olduğunu düşünmek hastayı üzerek mücadele gücünü azaltıyor. Hiç paylaşılmaması da belki dışlanmışlık duygusu yaratabiliyor. Aile yaşanan güncel iç sıkıntılarının bir kısmını paylaştığında hasta kendisinin aileden kopmuş hissetmiyor. Ancak nelerin paylaşılacağı konusunda profesyonel öneri – desteğin yararlı olabileceğini düşünüyorum.”

 

Aileler normal hayatlarını sürdürünce vicdan azabı çekebiliyor

Endişe, stres, mutsuzluk gibi durumlar baş edilemez hale geldiğinde aile fertlerinin profesyonel psikolojik destek almaktan kaçınmaması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yamaç, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Aileler tedavi süreci uzadıkça kendilerini, kendi sosyal çevrelerinden ve eğer varsa örneğin zevk aldıkları hobi benzeri uğraşlarından geri çekiyorlar. Bu tür faaliyetlerde bulunmak onlarda vicdan azabı yaratabiliyor. Oysa bu tür kopuşlar aile fertlerinde tükenişe ve depresyona yol açabiliyor. Aile fertleri bir yandan hastaları ile ilgilenirken kendilerinin de fiziksel ve psikolojik yönlerden sağlam olmaları gerektiğinin bilincinde olmalılar. Süreç zordur. Hasta aileleri bu sürece ait sorunları, başta hekimleri olmak üzere sağlık çalışanları ve bir psikolog desteği ile daha kolay aşıyorlar.”

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.